Yabancı dil eğitimi uzmanlar tarafından yalnızca akademik değil aynı zamanda sosyal ve kişisel bir gelişim süreci olarak değerlendirilirken eğitmenler Türkiye’de bu süreci engelleyen yapısal ve yöntemsel sorunlar olduğunun da altını çiziyorlar. Akil Haber Ajansı olarak yabancı dil eğitmeni Sevcan Şen, Aslı Takanay ve Mine Güven ile Türkiye’de yabancı dil öğrenirken karşılaşılan sorunlar üzerine konuştuk. Dil öğrenirken karşılaşılan sorunlar üzerine kapsamlı bir değerlendirmede bulunan eğitmenler; dilbilgisi ve yazılı anlatıma aşırı vurgu, konuşma pratiğinin yetersizliği, kültürel bariyerler, özgüven eksikliği, yetersiz pratik ortamı şeklinde sıralarken çözümününse yeni öğrenme yöntemleri olduğunu belirttiler
Ezbere Dayalı Eğitim Dil Öğrenimini Zorlaştırıyor
Öğrencilerin korkularına değinerek konuşmaya başlayan Sevcan Şen, “Dil öğrenimi zorunlu olarak ilerleyecek bir süreç değil. Ama biz sınavlarla bu süreci mükemmel olma zorunluluğuna dönüştürüyoruz. Kimse yabancı bir dilde ana dili gibi mükemmel olmak zorunda değil. Bu süreç kaygılı olmamalı; aksine keyifli bir süreç olmalı ki daha etkili olabilsin” şeklinde konuştu.
Türkiye’deki eğitim sistemine dair görüşlerini paylaşarak konuşmasına devam eden Şen, “Dil öğretimi Türkiye’de daha geleneksel metotlarla yapılıyor. Daha ezbere dayalı ve kural öğretme üzerinden ilerliyor ve yetişmesi gereken bir müfredat ve sınavlara yönelik bir hazırlık söz konusu. Bir yandan da küçük yaş gruplarında verilen dil eğitimi süresinin yetersiz olması ve verilen eğitimin gerçek hayatla bağlantısının düşük olması dil öğreniminde başarısız olmamıza sebep oluyor. Kritik dönemde yeterli pratik yapılmıyor. İlerleyen kademelerde de başarıyı arttıramıyoruz” ifadelerini kullandı.
Dil Öğrenimi Teknolojiyle Desteklenmeli
Dil öğreniminde teknolojik araçlar büyük fırsatlar sunuyor. Mobil uygulamalar, çevrimiçi platformlar, yapay zekâ destekli pratik sistemleri ve oyunlaştırılmış içerikler sayesinde, öğrenciler dile daha sık ve eğlenceli bir şekilde maruz kalabiliyor. Sevcan Şen, teknoloji kullanımının önemine vurgu yaparak şu önerilerde bulunuyor: “Ben öğrencilerime hep boş zamanlarında ne yapmaktan hoşlanıyorlarsa onu İngilizce yapmalarını tavsiye ederim. Bu online oyunlar olur, dizi-film olur ya da kitap okumak olabilir. Kullandıkları telefonu, bilgisayarı bile İngilizce kullanmaları faydalı olacaktır.”
Yabancı Dil Öğrenimi Bireyde Değişim Yaratıyor
Dil öğrenimini kapsamlı bir şekilde ele alındığında; kendine güven, eleştirel düşünme, kariyer ve sosyal ağ, kültürel farkındalık, farklı perspektifler, yaratıcılık ve esneklik gibi konularda başarılı bir şekilde iyi olduğu görülürken uzman Aslı Takanay da şu sözleriyle konuyu destekledi: “En güzeli de yaratıcılık ve esneklik kazandırması. Dil öğrenmek, beynini resmen yeni bir dünyaya uyandırıyor. Bu süreçte hem daha yaratıcı oluyorsun hem de farklı durumlara daha kolay adapte olmayı öğreniyorsun.”
Kaygıdan Uzak, Keyifle Öğrenmeye Odaklanılıyor
Mine Güven ise konuyla ilgili olarak, “Dil öğrenmek sıkıcı olmak zorunda değil, tamamen nasıl yaklaştığınla alakalı. Mesela, eğer öğrendiğin şeyler senin ilgi alanına giriyorsa, süreç bir anda çok daha eğlenceli hale geliyor. Sevdiğin konular hakkında bir şeyler okumak ya da dinlemek seni hem motive eder hem de sıkılmadan öğrenmeni sağlar” şeklinde konuştu.
Haber: Melisa Sönmez